Evet, bayram dolayısıyla Ankara'da daha ikinci haftayı doldurmadan İzmir'e dönüş yaptık. Çok uzun zamandır Bengü'yle yolculuk yapmamıştık. Özlemişim valla ne yalan söyleyeyim. Evimi de özlemişim. Ama evimdeyken de Ankara'yı özlemişim. Özlemek güzel bir şey yahu, Allah özlemeyi özletmesin. En azından özleyebileceğim insanlar var çevremde. Aman neyse( Yaşasın yeniden zırvalayabiliyorum )
Peki Bilkent'te neler oluyor?
Daha dersler tam başlamadığından okul pek sıkmadı beni. Tek sıkıntım uyku düzenim. Ertesi gün ( ertesi gün bile değil aslında ) 8.40'da dersim olmasına rağmen 3'te yatabiliyorum mesela, hem de zorla... Bu konuda acil bir değişikliğe gitmem gerek. Yoksa sonum fena. Yani kütüphanede uyumak güzel de, nereye kadar diye sorarlar adama.
Kompozisyon, gramer gibi giriş derslerinden kurtulup; novel, short story gibi baba bölüm derslerine atlamamız da beni pek rahatsız etmedi. Bir de artık bizim bölümümüzde de kısmen karma eğitim(!) uygulanıyor çok şükür. Tiyatro ve felsefe bölümleriyle mitoloji dersini birlikte almamız( ki Bilkent'in şu ana kadar verdiği en mantıklı karardır bence) sınıfımızdaki erkek nüfusuna %500 gibi müthiş bir katkıda bulunarak bizim kızlara belki de hayatlarının en önemli fırsatını sunmuş oldu. Ayrıca tarih derslerini Nesrin ile birlikte alıyoruz. (Aman Tanrım! bir endüttürücü, ne büyük bir şeref. )
Okul hayatı böyle giderken sosyal hayat da pek fena gitmiyor gibi(Tahtalara vuralım hemen). Aksi olursa da sebebi ben değilim bu sefer, yurtlar müdürlüğü...
Bir de bugünlerde etrafımda cereyan eden olaylar yüzüme kocaman bir tebessüm kondurdu. Sevdiğim insanlar mutlu olunca ben de mutlu oluyorum sanırım. Sevmediklerim içinse...( Mevlana nerdesin? )
Bu 12 gün içinde neler yaptığıma gelirsek...
- İlk kez nargile içtim.( Aynı zamanda sonuncu içişim. DEĞİLMİŞ)
-Üçüncü dil için kollar sıvandı. ( Almanca'yı saymaya dilim varmıyor, onu geçelim lütfen )
-Sofa keşfedildi.
-Nesrin'in izinden gidilerek hanımağa olmaya karar verildi. ( Katkılarından dolayı MMÇ'ye teşekkürler...)
-Falın gözü çıkarıldı.( Aaaaaaa, ne görüyorum öyle... Bu gerçek olamaz!)
Dahası da var, ama zamanı gelince söylerim. Şimdilik bu kadar.
MMÇ'ye Not: Hem yazı yazıp hep çevirimiçi olabilirim, meşgulde neymiş? Bir de ileri görüşlü bir insan değilim ben. Gözlemleyebilme yeteneği diyelim biz ona en iyisi:)
Mecburi not: Sinan bey'in uyarısı üzerine yazıya küçük bir ekleme yapıyorum:
Tarih derslerini hem Nesrin, hem Sinan ile alıyorum....AAAA Matematik bölümünden biri, ne büyük bir şeref!