30 Haziran 2009 Salı

Dikkat ! Sürücü Adayı...

Müjdemi isterim! Artık ben de bir sürücü adayıyım. Yani aslında " "biz". Zira annem, babamla yaptığımız baskılara karşı koyamadı ve ehliyet almaya karar verdi. Esasen, annemin sınavı geçememe korkusu sebebiyle bu durum aramızda bir sır olarak kalacaktı ama...=)

Tabi biz kendi çapımızda bugünden başladık derslere...Özellikle ben Hasan'ın (13) engin bilgilerinden müthiş faydalanıyorum. bkz:
-Hasan, geri giderken neler yapmalıyım?
-Arkana bak.

Special thanks to Yiğit Özgür:P

Ehliyeti alırsak, seneye İzmir kazan biz kepçe...:P

...

Bunlar da Hasan'ın gözünden benim duygularımmış!!
Evet,bugünden itibaren resmen bir sürücü kursu adayıyım ( sürücü kursu adayı mı:S ).Çok mutluyum fakat ilk ders çok zor geldi. ( ilk ders mi, bismillah:S) Kazanacağımı sanmıyorum.... (Nedenmiş??) Kazanamasam da sağlık olsun. ( Olsun...) Seneye tekrar denerim. ( Hiç sanmıyorum...) Nasıl olsa kıyak geçiyolar bana....( Babam sağolsun...) =)

27 Haziran 2009 Cumartesi

Bazen Sadece Bu Kadardır...

- Ben acaba'lardan çok sıkıldım.
+ ...içini rahat tut.
-Evet, çok mantıklı.

Teşekkür ederim...

Great Expectations

I'm not going to tell the story the way it happened. I'm going to tell it the way I remember it...

*Let's say there was a little girl, and from the time she could understand, she was taught to fear... let's say she was taught to fear daylight. She was taught that it was her enemy, that it would hurt her. And then one sunny day, you ask her to go outside and play and she won't. You can't be angry at her, can you?

Charles Dickens

25 Haziran 2009 Perşembe

No Man Is An Island


No man is an island entire of itself; every man
is a piece of the continent, a part of the main;
if a clod be washed away by the sea, Europe
is the less, as well as if a promontory were, as
well as any manner of thy friends or of thine
own were; any man's death diminishes me,
because I am involved in mankind.
And therefore never send to know for whom
the bell tolls; it tolls for thee.

Tanımadığı insanların ölümüyle eksilen, daha doğmamış çocukların varlığı ile çoğalanlara...

Edit: Yani aslında her insan kendi içinde bir bütün olarak görülebilir ama hiç kimsenin mükemmel olmadığını düşünürsek o bütün yine tam bir bütün olmaktan çıkar...
"We are the imperfect tiny pieces that somehow ironically compose the perfect..." diyeyim o zaman bari..

24 Haziran 2009 Çarşamba

İade-i Ziyaret

Efendim, bugün en sonunda vuslata erdik. Uzun zamandır yaptığımız planlar (!) sonuçsuz kalmadı ve Bengü hanım ve "Aysuncuğum" ilk kez evimize teşrif ettiler. Tabi bizdeki hazırlık dünden başladı. Liste çıkarmalar, alışverişe gitmeler, temizlik yapmalar... Annemde bir telaş, bir telaş. Görende ordu geliyor sanacak. Halbuki ekstradan bir kişi geldi, o da sevgili "sözleşmeli kayınvalidem" Nevin teyzeciğim =) Hakikaten çok güzel, gırgır bir gün geçirdik. Tabi Bengü için gün eminim daha zevkli geçmiştir. Zira kendisi bugün bir tekel bayisinde orta yaşlı bir amcadan -artık kendisi için mi oğlu için mi bilmiyoruz- evlilik teklifi aldı:

Bengü: Ben bir kola alabilir miyim?
Amca: Evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Bengü: ...:S, kolanın fiyatı ne kadardı acaba? =)

Bu arada gün içerisinde geçmişe kısa bir yolculuk yapıp küçük Bestecikleri andık: Beste fotomodelken, Beste Ürgüp'te, Beste sünnette, Beste andaç çekimlerinde, vs... Tabi bazı fotoğraflar bizi yıktı :P






Eğer ütopik planlarımız gerçekleşirse ben, Bengü, Mehmet, Nesrin ve kendisinin haberi olmasa da Alper Torbalı'da buluşacağız inşallah. Gerçekleşmese de ben zaten iade-i ziyaretin iadesini yapacağım yakın bir zamanda Bengücüğüm sen merak etme=)

23 Haziran 2009 Salı

Marcel Proust



Sözlüğe kayıt olmak şüphesiz geçen yıl verdiğim en doğru kararlardan biri. Kimilerine göre saçma olan bu sanal dünyanın getirileri oldukça fazla aslında. Misal ben sözlüğün yardımıyla daha önce hiç duymadığım bir sürü küfür öğrendim:) Tabi sözlüğün bana tek getirisi bu olmadı. Sağolsun beni hem güldürdü, hem düşündürttü. Zaman zaman yazarların cinsiyetçi yaklaşımları beni kırdı geçirdi. ( Cinsiyetlerini nereden biliyorsun diye sormayın, çok açık ediyolar, gerçi ben de dahilim bunlara :P ) Bir tarafın "ak" dediğine diğeri ne kolay "kara" diyebiliyor, çok şasırtıcı... Kimi, zaman da içimde ne varsa sözlüğe döktüm.
bkz: - sözlük bir derdim var.
- söyle yavrum...
Bugün yine gezinirken " Marcel Proust" adlı Fransız bir yazar için girilen entryleri okudum. Açık konuşmak gerekirse bu adamcağızla ilgili pek bilgim yoktu. Şöyle mini bir araştırma yapınca büyük eksiklik olduğunu farkettim. Zira adamın aşk başta olmak üzere birçok mesele hakkında müthiş önermeleri var. Bakın neler demiş:

-Hesapta olmayan aşılması imkansız engellere çarparız. En güçlü engellerden biri, şüphesiz, sevmeyen bir kadında kendisini seven erkeğe duyduğu, bastırılması imkansız, korkunç tiksintinin yarattığı engeldir.
-Aşk konusunda yanlış seçimden söz etmek hatalıdır, zaten seçim varsa o yanlıştır.
-İki insan ayrılırken şefkatli konuşan taraf aşık olmayan taraftır. ( Bak bu da çok doğru bir tespit işte...)
-Aşık olmayanlar mükemmel bir erkeğin sıradan bir kadın yüzünden niçin ızdırap çektiğini anlayamazlar. ( Bence ömürleri boyunca sürünsün yatandaşlar Marcel amcacığım :P )

Vallahi ben bu adamı tuttum, gidip bir kitabını alacağım hemen, size de tavsiye ederim. Bir de uyuyan güzeller artık siz de katılın sözlük alemine de eğlencemizi bulalım
ps: bilkent kampüs kabul edilmiyor efendim...

22 Haziran 2009 Pazartesi

Millet Zırvalar Da Ben Zırvalayamaz Mıyım?

Vallahi nasıl oldu diye sormayın, oldu bir kere. Bilgilerinizi girin diyordu, girdim; şablonunuzu seçin diyordu, seçtim; en son sayfanız oluşturuldu dedi, ben de " E, yazıyım o zaman bari" dedim. Artık zırvalayacağız, dönüş yok. Ey dostlar ve diğerleri... Olacakları ben de en az sizin kadar merak ediyorum. Şüphe yok ki, hepiniz günün birinde bu sitenin bir parçası olacaksınız! Zaman zaman adlarınız değişse bile;) Hadi bakalım, hayırlısı...

Zorlu yaşamın dev kapısından içeri korkak gözlerle bakan çocuğa, sadece kendime...